Bu konuyu uzun süre takip ediyorum ama son bir kaç sayfadır "suistimal" adı altında yakışmayacak yorumlar okudum.
Her şeyden önce, bu konuda şöyle bir şey demek istiyorum. Sınır yok iken, sokağımızda görmüştüm full E180 aracı. Yeni kasa ve yok yok denilebilecek bir araçtı. Araca binen kişi senin benim gibi biri. Yakını sayesinde almıştı. Bu duruma ben de açıkçası karşıyım.
Ama yukarda şöyle bir yazı gördüm. "100 bin sınır koysunlar, engellilere yeter neyine yetmiyor gibi" çok üzüldüm. Bu ülkede hala engellilere ayrımcılık gözüyle bakan insanlardan açık ve net bir şekilde iğreniyorum.
Bizim 6 yaşında kızımız var ve Türkiye'de görülmeyen genetik Fox G1 hastalığı mevcut. %98 engelli. Yürüyemiyor, konuşamıyor, vücudunu kontrol edemiyor. Bu kızımızın bebek arabası normal bebek arabalarından daha büyük, ayrıca kontrol sağlayamadığı için her yerde oturamıyor. Mama sandalyesi, ayakta durucak yürüteci, bebek arabası derken büyük bagajlı otomobil ihtiyacı doğuyor. Ayrıca kafa içi bi hastalık olduğu için dikkatli olunması gerekiyor.
Peugeot sayesinde 5008 kampanyasından yararlandık. Büyük bir araç ve bagajı tüm rakiplerinden büyük. Daha binmeden aldık arabayı. Biz de isteriz ama ne yazık ki ülkemizde 100 bin sınırında ağır engelliye uyacak bir araç fazla yok. Her zaman diyorum "Kimse yaşamadan anlamaz" "Hepimiz birer engelli adayıyız"
Bu yorumları yapan düşünüyorum ki böyle bir şey yaşamamış, eğer yaşamışsa ve hala yaşıyorsa yazık. Bu ülkede en ufak şeyi suistimal eden, krizi fırsata çeviren çok kişi var. Herkesin birbirine saygı duyduğu bir ülkede maalesef yaşamıyoruz. Ama anlayışlı olmakta fayda var. Allah kimseye yaşatmasın. Herkesin derdine derman olsun. Gerçekten zor arkadaşlar. Yukarda bir arkadaşta doblo alsın neyine yetmiyor yazmış, umarım Rabbim sana böyle bir zorluk göstermez, klavye başında oturup konuşmak gerçekten kolay. Yaşamayan anlayamaz.
Sınır olmasa bile mercedes ya da bmw almayacaktık, çünkü işimizi görmüyor. Yüksek bagaj ve araç, geniş. Her şey kızımız için. Umarım Rabbim bu yorumları acımadan yapan, düşünmeden hareket eden insanlara aynı şeyleti yaşatmaz. Bakın yine de yaşatmaz diyorum. Yaşamadan öğrenilecek bir şey değil bu. Kimse anlamaz. "Dobloya bin" sen kimsin der gibi. Bana kalsa ben tofaşa da binerim. Her şey evladınız için istiyorsunuz. Bunları söyleyen insanlar, umarım Rabbim sizi evladınızla sınamaz. Herkes düşündüğü gibi, hak ettiğini yaşasın.
Her şeyden önce, bu konuda şöyle bir şey demek istiyorum. Sınır yok iken, sokağımızda görmüştüm full E180 aracı. Yeni kasa ve yok yok denilebilecek bir araçtı. Araca binen kişi senin benim gibi biri. Yakını sayesinde almıştı. Bu duruma ben de açıkçası karşıyım.
Ama yukarda şöyle bir yazı gördüm. "100 bin sınır koysunlar, engellilere yeter neyine yetmiyor gibi" çok üzüldüm. Bu ülkede hala engellilere ayrımcılık gözüyle bakan insanlardan açık ve net bir şekilde iğreniyorum.
Bizim 6 yaşında kızımız var ve Türkiye'de görülmeyen genetik Fox G1 hastalığı mevcut. %98 engelli. Yürüyemiyor, konuşamıyor, vücudunu kontrol edemiyor. Bu kızımızın bebek arabası normal bebek arabalarından daha büyük, ayrıca kontrol sağlayamadığı için her yerde oturamıyor. Mama sandalyesi, ayakta durucak yürüteci, bebek arabası derken büyük bagajlı otomobil ihtiyacı doğuyor. Ayrıca kafa içi bi hastalık olduğu için dikkatli olunması gerekiyor.
Peugeot sayesinde 5008 kampanyasından yararlandık. Büyük bir araç ve bagajı tüm rakiplerinden büyük. Daha binmeden aldık arabayı. Biz de isteriz ama ne yazık ki ülkemizde 100 bin sınırında ağır engelliye uyacak bir araç fazla yok. Her zaman diyorum "Kimse yaşamadan anlamaz" "Hepimiz birer engelli adayıyız"
Bu yorumları yapan düşünüyorum ki böyle bir şey yaşamamış, eğer yaşamışsa ve hala yaşıyorsa yazık. Bu ülkede en ufak şeyi suistimal eden, krizi fırsata çeviren çok kişi var. Herkesin birbirine saygı duyduğu bir ülkede maalesef yaşamıyoruz. Ama anlayışlı olmakta fayda var. Allah kimseye yaşatmasın. Herkesin derdine derman olsun. Gerçekten zor arkadaşlar. Yukarda bir arkadaşta doblo alsın neyine yetmiyor yazmış, umarım Rabbim sana böyle bir zorluk göstermez, klavye başında oturup konuşmak gerçekten kolay. Yaşamayan anlayamaz.
Sınır olmasa bile mercedes ya da bmw almayacaktık, çünkü işimizi görmüyor. Yüksek bagaj ve araç, geniş. Her şey kızımız için. Umarım Rabbim bu yorumları acımadan yapan, düşünmeden hareket eden insanlara aynı şeyleti yaşatmaz. Bakın yine de yaşatmaz diyorum. Yaşamadan öğrenilecek bir şey değil bu. Kimse anlamaz. "Dobloya bin" sen kimsin der gibi. Bana kalsa ben tofaşa da binerim. Her şey evladınız için istiyorsunuz. Bunları söyleyen insanlar, umarım Rabbim sizi evladınızla sınamaz. Herkes düşündüğü gibi, hak ettiğini yaşasın.