[SIZE=2][SIZE=3][SIZE=2]@OturanBoğa, @marto1, @SiyahPelerinliAdam, @Serkal, @efe66, @ahmetlars
Suiistimal yorumlarınıza kesinlikle katılmıyorum. Neden?
Bu işin takipçisi devletin denetim mekanizmaları olmalıdır. Bir şikayet hattı kurulur galeriye vb. yerlere araç satanları şikayet edersiniz olur biter. Kesinlikle engelli bireyin araç satışı da yasaklanmamalı hatta 5 yıl hakkı 3 yıla revize edilmelidir. Neden? Diyelim ki engelli bireyin ekonomik şartları kötüye gitti, diyelim ki hastalığına bir çare bulundu. Bu durumda elindeki sermayesini satıp paraya dönüştürmesi gerekir. Unutmamalıyız ki bu hak, bir pozitif ayrımcılık hakkıdır, bizim yaşam standartlarımıza hayat kalitemize bir nebze olsun merhem olması niyetiyle evrense çapta oluşturulmuş demokratik tüm dünya ülkelerinde sunulan bir haktır.
Biz neden suistimaller nedeniyle hakkımızdan vazgeçelim ki? Bunun denetim sorumluluğu devletindir. Bizden bir şey isteniyor ise de gördüğümüz suistimalleri şikayet edebileceğimiz bir merci oluşturulması çözüm için yeterli olacaktır. Bu yüzden bu bahaneye sığınarak yaklaşım sergileyenlerin düşüncelerini doğru bulmuyorum.
@tanerbudak bey,
Kanun değişikliğine gidilecek ise şu konuda yeni yönetmeliğe eklenmelidir. Çünkü burada açık ve bariz bir mağduriyet var. Hazır sesimizi yek pare çıkarabilmişken mağdur olan diğer arkadaşlarımızın da hakkını istemeliyiz.
Konu;
"Ayrıca görme, işitme, ruhsal vb. diğer engelleri olan bireyler, ehliyet için sağlık raporu almak istediklerinde engellerinden dolayı sağlık raporu alamayacakları ve bu bağlamda da ehliyet alamadıkları için araç kullanamamaktadırlar. Bu durumda ülkemizin de 27.05.1949 yılında imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'de en temel haklardan olan seyahat hakkından sağlıklı bireyler ile eşit şartlarda faydalanamamakta, üstüne anayasamızda ki pozitif ayrımcılıktan ziyade negatif ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Yani sistem engelli bireye sen ehliyet alamazsın trafiğe çıkamazsın ama aynı zamanda diğer engellilerin hakkı olan ÖTV muafiyetli araç da alamazsın demektedir. Bu nedenle % 90 ve üzeri ağır engelli olan ve % 40 ve üzeri ortopedik engelli ehliyet sahibi bireylere tanınan ÖTV muafiyet hakkının, % 40 ve üzeri rapor sahibi ancak engeli nedeni ile ehliyet alamayan bireylere de ÖTV muafiyet hakkının tanınması (refakatçi eşliğinde) gerekmektedir. Bu hakkın sağlanması hem anayasamızda yer alan pozitif ayrımcılık ilkesine, hem İnsan Hakları Evrensel beyannamesine ve de toplumun vicdan ve ahlakına uygun bir davranış olacaktır. Aksi durumda bu tarz engelli vatandaşlarımız sağlıklı diğer bireyler ile eşit şartlara sahip olamamaktadır."
@OturanBoğa, Bülent bey, TSD başkanı ile iletişime geçebiliyor ise bu taleplerimizi iletebilirse seviniriz.
Devam mesajlarımda mail, dilekçe örnekleri paylaşacağım. Buradaki arkadaşlarımızın da ulaşabildikleri herkese, mail atmasını ve twitter, instagram, facebook aklınıza neresi geliyor ise dile getirmesini ve başkalarının paylaşımlarını beğenip yorum yazıp vb. küçük hareketlerle destek olmasını rica ederiz.
Unutmayalım! Ağlamayan bebeğe mama YOK. Biz hakkımızı aramazsak kimse bizim için aramayacak.[/SIZE]
[/SIZE][/SIZE]
Mail örneği;
Çok önemli ve elzem bir konuyu vaktinizi harcamadan hızlıca sizlere aktarmak ve engelli, şehit yakını/gazi tüm bireylerin sesini duyurabilmek için çok ciddi ve ivedi desteğinize ihtiyaç duyduğumuz için rahatsız ediyorum.
Malumunuzdur ki araç fiyatları aşırı arttı ve bizler ÖTV muafiyeti ile engelimize uygun ya da orta/üst seğmen araç alamaz hale geldik. Bunun nedeni 2017'de ki Yönetmelik ile araç alımlarına limit getirilmesi, araç fiyatları ve döviz kurlarındaki fahiş artışlar ile ekim ayındaki ötv oranının arttırılmasıdır. Bu etkenlerin birleşimi sonucu 2018'de 200 bin TL olarak belirlenen ÖTV muafiyet limiti bugün 303 bin TL olmuştur. Fakat araç artışları aynı dönemlerde % 135-150 oranında artmıştır. Muafiyet limiti araç piyasasına göre değil de YDO'ya göre belirlendiğinden artışın çok ciddi gerisinde kalmıştır. Aynı dönemde ÖTV Muafiyet matrahının 200 binden 500-550 bin TL'ye çıkması gerekirdi ki 2017 yönetmeliğinde kısıtlanan hakkımız korunabilsin.
Çözüm önerimiz ise; kısa vadede 2021 yılı için; ilgili yönetmelik çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın bu limiti % 50 oranında arttırma yetkisini kullanması yönündedir. Bu sayede 2021 yılı için 454.800 TL sınırı uygulanmış olacaktır ki bu da yaramıza merhem sürer.
Uzun vadede ise yönetmelik de değişiklik yapılarak limitin eskiden olduğu gibi kaldırılması yönündedir.
Aynı zamanda yönetmelik değişikliği ile engelinden dolayı ehliyet alamayan bireyler içinde ÖTV muafiyet hakkı (refakatçi eşliğinde) getirilmelidir. Çünkü, görme, işitme, ortopedi, ruhsal vb. bireyler sahip oldukları engelleri nedeni ile ehliyet almak istediklerinde sağlık raporu olumsuz verilmekte ve ehliyet alamamaktadırlar. Yani bu kişiler, ülkemizin de 27.05.1949 yılında imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde en temel haklardan olan seyahat hakkından sağlıklı bireyler ile eşit şartlarda faydalanamamakta ve Anayasamızda ki pozitif ayrımcılıktan ziyade negatif ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Bu nedenle yönetmelik düzenlemesi ile % 90 ve üzeri ağır engelli olan ve % 40 ve üzeri ortopedik engelli ehliyet sahibi bireylere tanınan ÖTV muafiyet hakkının, % 40 ve üzeri rapor sahibi ancak engeli nedeni ile ehliyet alamayan bireylere de ÖTV muafiyet hakkının tanınması (refakatçi eşliğinde) gerekmektedir.
Bu bağlamda derdimize ivedi bir şekilde derman olmanız dileği ile desteğinize muhtaç olduğumuzu ve yardımlarınızı tüm engelli, şehit/gazi yakınları adına arz ederim.
Dilekçe örneği;
İlgili Makama;
Resmi Gazete'de 27 Aralık 2017 tarihinde yayınlanan, 30283 sayılı "ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (II) SAYILI LİSTE UYGULAMA GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 3)" uyarınca, engellilerin araç alımları, her türlü vergiler dahil en fazla 200.000 (İkiyüzbin) TL tutarındaki araçlar ile sınırlandırılmıştır.
Ancak aşağıdaki örnek tabloda da göreceğimiz üzere; YDO (Yeniden Değerleme Oranı) miktarınca her yıl artırılan bu sınır karşısında, ilgili mevzuatın asıl işaret ettiği eşya olan engellinin kullanımına yönelik araçların fiyatları fahiş miktarda artmıştır. YDO (Yeniden Değerleme Oranı) tek başına araç fiyatları baz alınarak hazırlanmadığı ve araç fiyatları açıklanan resmi YDO rakamından çok daha fazla arttığı için, yasada korunması amaçlanan sınır korunamamıştır.
Önümüzdeki günlerde belirlenecek yeni sınır, ilgili mevzuatta belirtilen "Cumhurbaşkanı, bu şekilde tespit edilen tutarı %50'sine kadar artırmaya yetkilidir." ibaresi uyarınca 2021 yılının tamamında uygulanmak üzere; 2020 yılı sınırı olan 303.200 TL üzerinden %50 artırılarak güncel olarak 454.800 TL olarak uygulansa dahi; yine ilgili tebliğin yayınlandığı tarihte verilen sınırlanmış hakkı korumaya yetmemektedir. Aşağıdaki objektif hazırlanmış tabloda görüldüğü üzere, ilgili tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana, güncel olarak (Ekim 2020) araç fiyat artışları %155,34 'ü bulmuş, oysa YDO uyarınca baştan beri olan değişim %51,60 ile sınırlı kalmıştır. Üstelik bu tablo, henüz 2021 araç fiyatları oluşmadan 2020 Ekim itibariyle bu kadar vahim hale gelmiştir. 2021 sınırının uygulanacağı dönemde, sınırda yapılan artış ile gerçek ortalama fiyat artışı arasındaki farkın, çok daha artacağı abesle iştigaldir.
Ayrıca görme, işitme, ruhsal vb. diğer engelleri olan bireyler, ehliyet için sağlık raporu almak istediklerinde engellerinden dolayı sağlık raporu alamayacakları ve bu bağlamda da ehliyet alamadıkları için araç kullanamamaktadırlar. Bu durumda ülkemizin de 27.05.1949 yılında imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde en temel haklardan olan seyahat hakkından sağlıklı bireyler ile eşit şartlarda faydalanamamakta, üstüne anayasamızda ki pozitif ayrımcılıktan ziyade negatif ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Yani sistem engelli bireye sen ehliyet alamazsın trafiğe çıkamazsın ama aynı zamanda diğer engellilerin hakkı olan ÖTV muafiyetli araç da alamazsın demektedir. Bu nedenle % 90 ve üzeri ağır engelli olan ve % 40 ve üzeri ortopedik engelli ehliyet sahibi bireylere tanınan ÖTV muafiyet hakkının, % 40 ve üzeri rapor sahibi ancak engeli nedeni ile ehliyet alamayan bireylere de ÖTV muafiyet hakkının tanınması (refakatçi eşliğinde) gerekmektedir. Bu hakkın sağlanması hem anayasamızda yer alan pozitif ayrımcılık ilkesine, hem İnsan Hakları Evrensel beyannamesine ve de toplumun vicdan ve ahlakına uygun bir davranış olacaktır. Aksi durumda bu tarz engelli vatandaşlarımız sağlıklı diğer bireyler ile eşit şartlara sahip olamamaktadır.
Bu yazıya konu olan talep, yukarıdaki tebliğ ile belirlenen vergi muafiyet sınırının kesinlikle genişletilmesi veyahut limitin kaldırılarak 2017 yılındaki limitsiz uygulamaya geri dönülerek adil ve eşit hakları sunulması yönündedir. Bu konudaki talebimiz, ilgili tarihte piyasa koşulları dikkate alınarak sınırlandırılmış olan, vergi indirimi ile alınabilecek sınırlandırılmış araç alabilme hakkının kötüleşmesi yerine, mevcut pandemi ve sağlık sorunları göz önünde bulundurularak daha da iyileştirilmesi ve korunmasından ibarettir.
Oluşan bu mağduriyetin giderilmesi ile engelliler lüks ve prestij kaygısı ile üretilmiş E(Luxury), F(Upper Luxury) sınıfındaki araçlara vergi indirimi ile ulaşmak amacında değildir. Aksine devletin engelli ve şehit yakınlarına sunmuş olduğu tek ve gerçek pozitif ayrımcılık hakkından yararlanarak onların zorlu hayatlarına bir nebze de olsa destek olunmasının ve bu hakların sosyal devlet anlayışı çerçevesinde genişletilerek korunmasını sağlamaktır. Bu bağlamda yukarıda detaylıca açıklanmış mağduriyetin, aşağıdaki örnek tabloda da gösterilen günümüz piyasa koşulları dikkate alınarak düzeltilmesini talep ediyoruz.
Gereğinin yapılmasını bilgilerinize arz ederiz.
[/URL][/IMG]
Son olarak, sesimizin duyulmaya başladığını gösteren paylaşımları ve telegram twitter hesaplarını iletiyorum.
Lütfen aktif rol alın, bugün benim işin yok demeyin, bugün olmaz yarın olur. Destek olmanız dileği ile;
https://twitter.com/AhmetKayaCHP/status/1326536620737114122
https://twitter.com/nurhayataltaca/status/1324309636275675136
Gruplarımız; üye olalım,
https://twitter.com/sinirsizlimit
https://web.telegram.org/#/im?p=@otvmuafiyet
Suiistimal yorumlarınıza kesinlikle katılmıyorum. Neden?
Bu işin takipçisi devletin denetim mekanizmaları olmalıdır. Bir şikayet hattı kurulur galeriye vb. yerlere araç satanları şikayet edersiniz olur biter. Kesinlikle engelli bireyin araç satışı da yasaklanmamalı hatta 5 yıl hakkı 3 yıla revize edilmelidir. Neden? Diyelim ki engelli bireyin ekonomik şartları kötüye gitti, diyelim ki hastalığına bir çare bulundu. Bu durumda elindeki sermayesini satıp paraya dönüştürmesi gerekir. Unutmamalıyız ki bu hak, bir pozitif ayrımcılık hakkıdır, bizim yaşam standartlarımıza hayat kalitemize bir nebze olsun merhem olması niyetiyle evrense çapta oluşturulmuş demokratik tüm dünya ülkelerinde sunulan bir haktır.
Biz neden suistimaller nedeniyle hakkımızdan vazgeçelim ki? Bunun denetim sorumluluğu devletindir. Bizden bir şey isteniyor ise de gördüğümüz suistimalleri şikayet edebileceğimiz bir merci oluşturulması çözüm için yeterli olacaktır. Bu yüzden bu bahaneye sığınarak yaklaşım sergileyenlerin düşüncelerini doğru bulmuyorum.
@tanerbudak bey,
Kanun değişikliğine gidilecek ise şu konuda yeni yönetmeliğe eklenmelidir. Çünkü burada açık ve bariz bir mağduriyet var. Hazır sesimizi yek pare çıkarabilmişken mağdur olan diğer arkadaşlarımızın da hakkını istemeliyiz.
Konu;
"Ayrıca görme, işitme, ruhsal vb. diğer engelleri olan bireyler, ehliyet için sağlık raporu almak istediklerinde engellerinden dolayı sağlık raporu alamayacakları ve bu bağlamda da ehliyet alamadıkları için araç kullanamamaktadırlar. Bu durumda ülkemizin de 27.05.1949 yılında imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'de en temel haklardan olan seyahat hakkından sağlıklı bireyler ile eşit şartlarda faydalanamamakta, üstüne anayasamızda ki pozitif ayrımcılıktan ziyade negatif ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Yani sistem engelli bireye sen ehliyet alamazsın trafiğe çıkamazsın ama aynı zamanda diğer engellilerin hakkı olan ÖTV muafiyetli araç da alamazsın demektedir. Bu nedenle % 90 ve üzeri ağır engelli olan ve % 40 ve üzeri ortopedik engelli ehliyet sahibi bireylere tanınan ÖTV muafiyet hakkının, % 40 ve üzeri rapor sahibi ancak engeli nedeni ile ehliyet alamayan bireylere de ÖTV muafiyet hakkının tanınması (refakatçi eşliğinde) gerekmektedir. Bu hakkın sağlanması hem anayasamızda yer alan pozitif ayrımcılık ilkesine, hem İnsan Hakları Evrensel beyannamesine ve de toplumun vicdan ve ahlakına uygun bir davranış olacaktır. Aksi durumda bu tarz engelli vatandaşlarımız sağlıklı diğer bireyler ile eşit şartlara sahip olamamaktadır."
@OturanBoğa, Bülent bey, TSD başkanı ile iletişime geçebiliyor ise bu taleplerimizi iletebilirse seviniriz.
Devam mesajlarımda mail, dilekçe örnekleri paylaşacağım. Buradaki arkadaşlarımızın da ulaşabildikleri herkese, mail atmasını ve twitter, instagram, facebook aklınıza neresi geliyor ise dile getirmesini ve başkalarının paylaşımlarını beğenip yorum yazıp vb. küçük hareketlerle destek olmasını rica ederiz.
Unutmayalım! Ağlamayan bebeğe mama YOK. Biz hakkımızı aramazsak kimse bizim için aramayacak.[/SIZE]
[/SIZE][/SIZE]
Mail örneği;
Çok önemli ve elzem bir konuyu vaktinizi harcamadan hızlıca sizlere aktarmak ve engelli, şehit yakını/gazi tüm bireylerin sesini duyurabilmek için çok ciddi ve ivedi desteğinize ihtiyaç duyduğumuz için rahatsız ediyorum.
Malumunuzdur ki araç fiyatları aşırı arttı ve bizler ÖTV muafiyeti ile engelimize uygun ya da orta/üst seğmen araç alamaz hale geldik. Bunun nedeni 2017'de ki Yönetmelik ile araç alımlarına limit getirilmesi, araç fiyatları ve döviz kurlarındaki fahiş artışlar ile ekim ayındaki ötv oranının arttırılmasıdır. Bu etkenlerin birleşimi sonucu 2018'de 200 bin TL olarak belirlenen ÖTV muafiyet limiti bugün 303 bin TL olmuştur. Fakat araç artışları aynı dönemlerde % 135-150 oranında artmıştır. Muafiyet limiti araç piyasasına göre değil de YDO'ya göre belirlendiğinden artışın çok ciddi gerisinde kalmıştır. Aynı dönemde ÖTV Muafiyet matrahının 200 binden 500-550 bin TL'ye çıkması gerekirdi ki 2017 yönetmeliğinde kısıtlanan hakkımız korunabilsin.
Çözüm önerimiz ise; kısa vadede 2021 yılı için; ilgili yönetmelik çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın bu limiti % 50 oranında arttırma yetkisini kullanması yönündedir. Bu sayede 2021 yılı için 454.800 TL sınırı uygulanmış olacaktır ki bu da yaramıza merhem sürer.
Uzun vadede ise yönetmelik de değişiklik yapılarak limitin eskiden olduğu gibi kaldırılması yönündedir.
Aynı zamanda yönetmelik değişikliği ile engelinden dolayı ehliyet alamayan bireyler içinde ÖTV muafiyet hakkı (refakatçi eşliğinde) getirilmelidir. Çünkü, görme, işitme, ortopedi, ruhsal vb. bireyler sahip oldukları engelleri nedeni ile ehliyet almak istediklerinde sağlık raporu olumsuz verilmekte ve ehliyet alamamaktadırlar. Yani bu kişiler, ülkemizin de 27.05.1949 yılında imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde en temel haklardan olan seyahat hakkından sağlıklı bireyler ile eşit şartlarda faydalanamamakta ve Anayasamızda ki pozitif ayrımcılıktan ziyade negatif ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Bu nedenle yönetmelik düzenlemesi ile % 90 ve üzeri ağır engelli olan ve % 40 ve üzeri ortopedik engelli ehliyet sahibi bireylere tanınan ÖTV muafiyet hakkının, % 40 ve üzeri rapor sahibi ancak engeli nedeni ile ehliyet alamayan bireylere de ÖTV muafiyet hakkının tanınması (refakatçi eşliğinde) gerekmektedir.
Bu bağlamda derdimize ivedi bir şekilde derman olmanız dileği ile desteğinize muhtaç olduğumuzu ve yardımlarınızı tüm engelli, şehit/gazi yakınları adına arz ederim.
Dilekçe örneği;
İlgili Makama;
Resmi Gazete'de 27 Aralık 2017 tarihinde yayınlanan, 30283 sayılı "ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (II) SAYILI LİSTE UYGULAMA GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 3)" uyarınca, engellilerin araç alımları, her türlü vergiler dahil en fazla 200.000 (İkiyüzbin) TL tutarındaki araçlar ile sınırlandırılmıştır.
Ancak aşağıdaki örnek tabloda da göreceğimiz üzere; YDO (Yeniden Değerleme Oranı) miktarınca her yıl artırılan bu sınır karşısında, ilgili mevzuatın asıl işaret ettiği eşya olan engellinin kullanımına yönelik araçların fiyatları fahiş miktarda artmıştır. YDO (Yeniden Değerleme Oranı) tek başına araç fiyatları baz alınarak hazırlanmadığı ve araç fiyatları açıklanan resmi YDO rakamından çok daha fazla arttığı için, yasada korunması amaçlanan sınır korunamamıştır.
Önümüzdeki günlerde belirlenecek yeni sınır, ilgili mevzuatta belirtilen "Cumhurbaşkanı, bu şekilde tespit edilen tutarı %50'sine kadar artırmaya yetkilidir." ibaresi uyarınca 2021 yılının tamamında uygulanmak üzere; 2020 yılı sınırı olan 303.200 TL üzerinden %50 artırılarak güncel olarak 454.800 TL olarak uygulansa dahi; yine ilgili tebliğin yayınlandığı tarihte verilen sınırlanmış hakkı korumaya yetmemektedir. Aşağıdaki objektif hazırlanmış tabloda görüldüğü üzere, ilgili tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana, güncel olarak (Ekim 2020) araç fiyat artışları %155,34 'ü bulmuş, oysa YDO uyarınca baştan beri olan değişim %51,60 ile sınırlı kalmıştır. Üstelik bu tablo, henüz 2021 araç fiyatları oluşmadan 2020 Ekim itibariyle bu kadar vahim hale gelmiştir. 2021 sınırının uygulanacağı dönemde, sınırda yapılan artış ile gerçek ortalama fiyat artışı arasındaki farkın, çok daha artacağı abesle iştigaldir.
Ayrıca görme, işitme, ruhsal vb. diğer engelleri olan bireyler, ehliyet için sağlık raporu almak istediklerinde engellerinden dolayı sağlık raporu alamayacakları ve bu bağlamda da ehliyet alamadıkları için araç kullanamamaktadırlar. Bu durumda ülkemizin de 27.05.1949 yılında imzaladığı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde en temel haklardan olan seyahat hakkından sağlıklı bireyler ile eşit şartlarda faydalanamamakta, üstüne anayasamızda ki pozitif ayrımcılıktan ziyade negatif ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Yani sistem engelli bireye sen ehliyet alamazsın trafiğe çıkamazsın ama aynı zamanda diğer engellilerin hakkı olan ÖTV muafiyetli araç da alamazsın demektedir. Bu nedenle % 90 ve üzeri ağır engelli olan ve % 40 ve üzeri ortopedik engelli ehliyet sahibi bireylere tanınan ÖTV muafiyet hakkının, % 40 ve üzeri rapor sahibi ancak engeli nedeni ile ehliyet alamayan bireylere de ÖTV muafiyet hakkının tanınması (refakatçi eşliğinde) gerekmektedir. Bu hakkın sağlanması hem anayasamızda yer alan pozitif ayrımcılık ilkesine, hem İnsan Hakları Evrensel beyannamesine ve de toplumun vicdan ve ahlakına uygun bir davranış olacaktır. Aksi durumda bu tarz engelli vatandaşlarımız sağlıklı diğer bireyler ile eşit şartlara sahip olamamaktadır.
Bu yazıya konu olan talep, yukarıdaki tebliğ ile belirlenen vergi muafiyet sınırının kesinlikle genişletilmesi veyahut limitin kaldırılarak 2017 yılındaki limitsiz uygulamaya geri dönülerek adil ve eşit hakları sunulması yönündedir. Bu konudaki talebimiz, ilgili tarihte piyasa koşulları dikkate alınarak sınırlandırılmış olan, vergi indirimi ile alınabilecek sınırlandırılmış araç alabilme hakkının kötüleşmesi yerine, mevcut pandemi ve sağlık sorunları göz önünde bulundurularak daha da iyileştirilmesi ve korunmasından ibarettir.
Oluşan bu mağduriyetin giderilmesi ile engelliler lüks ve prestij kaygısı ile üretilmiş E(Luxury), F(Upper Luxury) sınıfındaki araçlara vergi indirimi ile ulaşmak amacında değildir. Aksine devletin engelli ve şehit yakınlarına sunmuş olduğu tek ve gerçek pozitif ayrımcılık hakkından yararlanarak onların zorlu hayatlarına bir nebze de olsa destek olunmasının ve bu hakların sosyal devlet anlayışı çerçevesinde genişletilerek korunmasını sağlamaktır. Bu bağlamda yukarıda detaylıca açıklanmış mağduriyetin, aşağıdaki örnek tabloda da gösterilen günümüz piyasa koşulları dikkate alınarak düzeltilmesini talep ediyoruz.
Gereğinin yapılmasını bilgilerinize arz ederiz.
Son olarak, sesimizin duyulmaya başladığını gösteren paylaşımları ve telegram twitter hesaplarını iletiyorum.
Lütfen aktif rol alın, bugün benim işin yok demeyin, bugün olmaz yarın olur. Destek olmanız dileği ile;
https://twitter.com/AhmetKayaCHP/status/1326536620737114122
https://twitter.com/nurhayataltaca/status/1324309636275675136
Gruplarımız; üye olalım,
https://twitter.com/sinirsizlimit
https://web.telegram.org/#/im?p=@otvmuafiyet