Benim biyopsi sonucu çıktı ince lif noropatisine uyumludur diye
napacağımı ne olacak bilm,iyoruım
internetten buldum bir makele
"Sizin muayeneniz normal, ben bir bulgu bulamadım" diyor doktor bey! "Kan testleriniz de temiz çıktı. Ne şeker hastalığı ne de başka bir şey! Her şey ter temiz!"
-" Doğru söylüyorsunuz doktor bey, gerçekten ayaklarım tutuyor, her yere gidip gelebiliyorum, her işimi yapabiliyorum. Ama ayaklarım var ya doktorum, onlar sizin ya da benim gibi düşünmüyor. Ayaklarımın altı hem gece, hem de gündüz sürekli yanıyor. Şaştım kaldım ben! Bizimkiler takılıyor bana "bir de itfaiyeden yardım iste" diye. Alev yok ki söndürsünler...
Sinirler ne işe yarar? Kaç çeşit sinir vardır? Nöropatik ağrı nedir? Deri biyopsisi niye yapılır?
Sinirler iletim yoludur. Bilginin bir yerden bir yere taşınmasını sağlar. Deri, kas, tendon, eklem, kemik, kan damarı duvarı, iç organlar ile beyin arasında bu yapıların durumunu ileten sürekli bir bilgi trafiği vardır. Benzer şekilde, beyinden de tüm bu yapılara ve kaslara ne yapmaları gerektiğini ifade eden bir diğer trafik bulunur. Bu durum canlılığın ifadesidir, zaten canlı olmak demek zaten "bir etkiye karşı tepki verebiliyor olmak" demektir.
Sinirleri basitçe otoyola benzetebiliriz. Hızlı, güvenli, ekonomik ulaşım sağlar. Otoyoldaki aracın istediği yere gidememesi "yani bilginin taşınamaması" olan biteni anlamada sorun ortaya çıkardığı gibi, bu durumlarda verilebilecek yanıtın da çıkmaması ile sonuçlanır. Örneğin dokunma duyusunu taşıyan sinirler bu bilgiyi götüremezler ise, kola konan arı ya da sinek fark edilmez, kovma davranışı gösterilmez. Benzer şekilde parmak arasındaki sigaranın eli yaktığı, ağrı duyusu taşınmaz ise hissedilemez ve sigara elden bırakılmaz.
Otoyoldaki araçların farklı hızları olduğu gibi, sinirlerin iletim hızları da farklıdır. Örneğin dokunma ve basıncı taşıyan sinirler çok hızlıdır. Ağrı ve ısıyı taşıyan sinirler ise yukarıdakilere göre çok yavaştır. Bu durum dokunma duyusunu taşıyan sinirin kalın ve etrafının kablolu tele benzer şekilde bir kılıfla kaplı olması nedeniyledir. Ağrı ve ısı duyusunu taşıyan sinirler ise ince ve kılıfsızdır. Kalın olan sinirleri elektromyografi (EMG) yöntemi ile ölçerek değerlendirmek mümkün iken ince sinirler EMG ile değerlendirilemez. Örneğin ayakta ince olan sinirlerde bir sorun olduğunda, sızlama, yanma, iğne batması, ağrılı karıncalanmalar, şimşek çakması şeklinde ağrılar gözlenir. Tüm bu yakınmalar "nöropatik ağrı" tanımı ile ifade edilir.
EMG ile ölçülemeyen bu ince sinir lifleri, deriden alınan bir parçada (biyopsi) boyanarak gösterilebilir. Buradaki sinirlerin azalması ince sinirlerdeki hastalığa işaret eder.
Yanan ayaklar ince sinirlerin tutulumu ile ortaya çıkabilir mi? En çok hangi hastalık neden olur?
Evet yanan ayaklar ince sinirlerin tutulması ile ortaya çıkabilir. Bu duruma yol açan neden genellikle ortaya konamaz. Ama şeker hastalığı, infeksiyonlar (AİDS), amilod denen vücudun ürettiği bir maddenin sinirlerden birikmesi, vitamin eksiklikleri (B2), troid bezine ait bozukluklar, romatizmal hastalıklar ve ilaç kullanımı bu ince sinirlerde hastalık ortaya çıkarabilir. Tüm sebepler kan testleri ile aranmalı, şeker hastalığı için mutlaka ileri incelemeler (şeker yükleme testi, HbA1C düzeyi) yapılmalıdır. Ailede benzer durumun olup olmadığı da önem taşır. Çünkü her kuşakta ortaya çıkan ve ince lifleri etkileyen genetik hastalıklar gösterilmiştir. Ayak tabanı sinirinin bilek düzeyinde ya da belde sıkışması, ayak tabanı sinirindeki tümör benzer yakınmaları ortaya çıkarabilir. Bu yakınmalar genelde tek taraflıdır ve EMG ile ayırt edilebilir.
Kime gitmeliyim?Yanan ayaklar nasıl tedavi edilir?
Gidilecek hekim nöroloji hekimidir. Bir neden bulunursa tedavi nedene yöneliktir. Ancak sıklıkla ilk tetkiklerde bir neden bulunamaz. Zaman içinde testlerin tekrarı ile olası bir neden bulunabilir. Klinik takip bu yüzden önem taşır. Yakınmalar için her durumda tedavi verilir. En sık antiepileptik (Pregabalin, gabapentin, karbamazepin vs..) ve antidepressan (amitriptilin, duloksetin vs..) ilaçlar verilir. Belirgin rahatlama sağlanır. Ancak her hastada her ilaç aynı şekilde fayda göstermez. Kişi için uygun ilacı bulmak, ilaçları etkin dozlara kadar çıkıp, fayda edip etmediğini görmekten geçer. Kısacası tedavi de deneme - yanılma yöntemi kullanılır.