bende de var
Bu meret 10 aylıkken yakalamış beni.. Annemin anlattığına göre tüm vücut bitkisel hayat gibi felç olmuş önce ancak daha sonra tedavi semeresini vermiş ve sadece sol bacakta hastalığın mührü kalmış.. Ben şükür demesini bilen bir insan olduğumdan hamdolsun ki çok genç yaşlardan itibaren gölgemden dert yanmamayı başarabildim, onunla beraber yaşamayı çok çabuk kabul ettim, bu nedenle de son derece huzurluyum, rahatım.. Doktorum rahmetli Doğan Akan idi.. Allah mekanını cennet etsin, kendisinin çok faydasını gördüm.. 8-10 cm sol ayağım kısa idi, 1970 veya 1971 senesinde Çapa Tıp Fk.nde rahmetli Bahattin Bey ve ekibi tarafından sağlam olan sağ ayağımın dizime konulan mandal benzeri aletlerle uzama durdurma işlemi yapıldı ve birkaç sene içinde sol ayak sağ ayağa yetişince içi mantar dolu ayakkabılar kullanmaktan kurtuldum.. Bu aletler hala sağlam ayağımın dizinde dururlar.. Ev dışına çıktığımda uzun bacak yürüme cihazı takıyorum sol ayağa..Bol bol yüzdüm ve halen de en ufak fırsatta yüzmeye çalışırım..Aranızda felçli çocukları olanlar var ise çocuklarına mutlaka yüzme öğretsinler ve her fırsatta yüzmelerini sağlasınlar zira bu hastalığın ilacı yok belki ama yüzmek bu hastalıkta önerilen ilk ve temel hareket..
Sakatlığımdan ötürü ileride iş bulmada zorlanmayayım diye anam babam çok büyük zorluklar içerisinde, büyük fedakarlıklar yaparak okutup lisan öğrenmemi sağladılar..Annem de babam da genç yaşta çöküverdiler çektikleri zahmet nedeniyle.. Sırtımda defalarca Kabe’ye götürsem haklarını mümkün değil ödeyemem.. En büyük idealim tıbbiye idi ama olmadı.. Tıp sevdası uğruna iki sene tıptan başka hiçbir yer yazmayınca okuyabileceğim halde okuyamadım..Ancak 3’ncü sene bu sevdadan artık vazgeçip ilk 3 sıradaki tıp tercihinden sonra 4’ncü sıraya İst.Ünv.Siyasal Bilgileri yazında oraya girdim.. Lakin bizim gibileri ne hariciyeye ne de kaymakamlığa almadıklarını öğrenince bir okul bitirmiş olmak maksadıyla bitirdim üniversiteyi ve hiç ama hayatımda hiç düşünmediğim, hatta bir erkeğe uygun olmadığı kanaatinde olduğum bir mesleği yapmaya başladım, bankacı oldum.. Yaklaşık 30 sene dış ticaret/kambiyo servislerinde çalıştım ve emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ettiğim bu mesleğe 2008 Ağustos ayında artık nokta koydum.. Halen talep olduğu takdirde dış ticaret konularında eğitim vermekteyim, keza yine sadece dış ticaret konularında İngilizce-Fransızca tercümeler yapmaktayım..Kız istemeye hayatımda sadece bir kere gittim ve kızı kapıp çıktım o gün oradan..İki tane de evladım var..
Okul ve evlilik faslını özellikle biraz uzun tutmamı belki bazılarınız yanlış anlayabilir, farklı yorumlayabilir, o nedenle ben bunun nedenini sakatız, felçliyiz diye hayal kırıklığına kapılmanın son derece saçma olduğunu yeterince izah edebilmek olarak açıklayayım.. Hamdolsun çocuk felci denilen merek beni yıldıramadı..Bazen “acaba ayağımda bu süsüm olmasaydı ben bu kadar azimli ve inatçı olur muydum” diye düşünmüyor da değilim..Yalnız bütün samimiyetimle söylüyorum Bursa/Muradiye askerlik şubesindeki muayenem neticesinde askerliğe elverişli olmadığım bana söylendiğinde (ki zaten bu belliydi de o gün resmiyet kazandı) askeri doktora en azından “geri hizmette yazıcı olabilir” şeklinde rapor vermesi için adeta yalvarıp da talebim sert bir şekilde ret edilince işte o gün isyan ettim (Allah affetsin), çok iyi hatırlıyorum..Evlilik konusuna gelince de inanın kol, bacak, göz çoğu zaman dikkate alınmıyor..Bu konuda anlatılacak çok şey var lakin hanımın kulağına giderse parçalar beni..O nedenle “acaba evlenebilecek miyiz, acaba bizi bir hanım alır mı, acaba bizi alacak bir erkek karşımıza çıkacak mı” şeklinde kuruntulara lütfen hayatınızda yer vermeyin..Kişiliğiniz, insanlığınız, sevginiz var olduğu sürece karşınızdaki insanlar bunlara uzuvlardan daha fazla değer veriyor inanın..
Hadi kalın sağlıcakla..