Sevgili Kazazede;
Trafik Sigortasının genel şartları 4 sayfadan ibarettir, ancak kazada kusur tayini her bir olay için ayrıca belirlenir. Yaklaşık olarak şekillerle anlatılmış 100'e yakına "genel kusur tarifi" vardır. Bu genellemeler sayesinde tüm kazalara bilirkişi tarafından değerlendirmeler yapılır. Bildiğim kadarıyla bunun özel bir okulu yoktur, ancak sınavı vardır. Trafik Sigortaları diğer elementer sigortalar ile birlikte, sigorta şirketlerinin yetkili kıldığı sigorta acenteleri tarafından yapılır. Acentelik de belli bir eğitim ve birikim gerektirir. Sigortacılığın artık okulu da vardır ve sigorta şirketleri acentelerini belli özelliklere sahip kişiler tarafından seçmesine rağmen çeşitli dönemlerde eğitimler vererek acentelerini sürekli olarak bilgilendirirler.
Aktüerlik sadece sigorta hesabı yapmaz, esasen bir risk hesapçısıdır. Aktüerler bu konudaki bilgi ve birikimlerini arttırarak bir sınav sonucu aktüer olurlar. Birçok aktüer aktüerlik okulundan mezun değildir! Sigorta şirketleri her bir hasar konusunda aktüerlere danışarak kişinin tazminatının (vefatta destekten yoksun kalma tazminatı ve sakat kalmada ise İşgücü kaybı tazminatı) hesaplanmasını isterler. Sigorta Hukuku ayrı bir konudur ve bu konuda yetişmiş hukukçu çok azdır, ancak bazı sigorta tazminatların avukat vasıtasıyla takibi gerekebilir. Aradaki fark, dava açıldığı anda sigorta şirketinden alınacak tazminatın faiz hesabının başlamasıdır. Uzun süren davalarda bu bir avataj gibi görünmekle birlikte sadece paranın değerinin korunmasına yardımcı olur. Dava açılması mutlaka davanın kazanılacağı ve tazminatın alınacağı anlamına gelmez.
Daha önce de söylediğim gibi esasen bir avukatın yaptığı tüm işlemleri kişi kendisi yapabilir, ancak hukuk bilgisinin olmaması nedeniyle kişinin kendisini kanun önünde savunması çoğu kez imkansız olduğu için avukata ihtiyaç duyulur. Avukat kanun karşısında müvekkilinin haklarını savunmakla mükelleftir. Hukuk okumuş ve avukat olmuş bir kişinin her zaman müvekkilinin haklarını savunması mümkün olamaz, çünkü belli konularda daha uzman olan kişiler karşısında bilgisini her zaman savunamaz.
Hasar Danışmanlığı yapan bizlerin görevi de Trafik, Tüpgaz veya iş kazalarında Sigorta Hukukundan doğan hakların mağdur lehine takibidir. Sigorta şirketleri de her şirket veya birey gibi mağduru değil, kendi haklarını ön planda tutmak zorundadır! Bu aşamada mağdur savunmasız kalmaktadır. Mağdur, Sigorta şirketlerinin yorumları çerçevesinde belli bir tazminat alır, bazı durumlarda sigorta şirketi "tazminat alamazsın" derse de hukuk yoluna müracaat açarak dava açabilir. Dava açmayı bilmeyen, dava için gerekli parası olamayan ve zaten kazadan dolayı mağdur kalan kişileri savunacak bir merci yoktur. Bizim de yaptığımız iş budur.
Eğer sözünü ettiğin şey hala "sigorta takipçiliği" ise benim şimdiye kadar yaptığım elementer ve bireysel sigortacılık, sigorta şirketlerinin mali tablolarının analizi, farklı şirketlerin mali sistemlerinin kurulması ve yanında iki tane yüksek lisans çalışmasını "sigorta takipçiliği" olarak değerlendirebilirsin! Tekrar söylüyorum, sadece bir konuyu çözmekle uzman olunmaz, bilgi sahibi olunur. "Bir konuyu çözdüm" diye konunun bütün detaylarını bildiğini düşünme. Ben hesaplama yapıyorum ama yaptığım hesaplar genel bir bilgi verebilir. Üstelik hesaplamalar tek tip değildir, farklı yöntemlerle hesaplama yapılabilir. Hesaplamayı bilirkişi olan bazı avukatlar veya mali müşavirler yapsa da, sigorta şirketleri ve sigorta tahkim komisyonu hemen her defasında bir aktüerin hesaplamasını kabul eder.
Bu aşamada mağdur bir sigorta şirketine karşı, bazen de başka kişilere, kazazedelere veya mağdurlara karşı hala kendi hakkını savunabilir mi? Hala "sigorta takipçiliğinin uzmanlığı olmaz" mı diyorsun yoksa "Her işi sadece ehil kişiler yapabilir" mi diyorsun? Bilgim ve bildiğim kadarıyla kazazedelere ve mağdurlara vakit buldukça yazmaya devam edeceğim. Bu, hasar danışmanları hakkında yazacağım son yazıdır, umarım anlamışsındır....
RTB Uluslararası Hasar Danışmanlığı
http://www.rtbhasar.com.tr