Şengül hanım merhabalar ;
Öncelikle geçmiş olsun ve başınız sağ olsun ancak bu konuda yargının görüşleri oldukça sabit ve açık ne yazık ki kaybettiğiniz bebeğinizin hukuki anlamda hak ehliyeti oluşmadığı için bebeğiniz açısından tazminat alamazsınız size emsal bir Yargıtay Kararı yüklüyorum yorumuma.
T.C.
YARGITAY
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2009/11806
Karar : 2010/7278
Tarih : 16.06.2010
818 s. BK45
4721 s. MK828
Davacı Yusuf Atasever ve diğeri vekili Av. Osman Orhan tarafından, davalı Metin Çoban ve Enver Çoban aleyhine 07.09.2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.04.2009 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar Metin Çoban ve Enver Çoban vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların maddi tazminata ilişkin temyiz itirazına gelince; dava, trafik kazası nedeniyle, davacılardan Fatma Ataseverin düşük yapmasından dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar Metin Çoban ile Enver Çoban tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, davalı sürücünün kusuru ile meydana gelen trafik kazasında, 13 haftalık hamile olan davacı Fatma Atasever'in düşük yaptığını, 6 yaşında bir kız çocukları olduğunu, bir çocuk sahibi daha olmak için tedavi olduklarını, doğacak olan çocuklarını kaybetmeleri nedeni ile onun desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, davalıların maddi ve manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemişlerdir.
Davalılar ise, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, meydana gelen trafik kazasında davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek, kaza nedeni ile düşen ceninin desteğinden mahrum kalmalarına dayalı olarak davacılar yararına maddi ve manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.
Medeni Yasa'nın 8/1. maddesinde her insanın hak ehliyeti olduğu, 28. maddesinde de kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayacağı kuralına yer verilmiştir. Kişiliğin hangi anda kazanılacağı, kişinin hak ve yükümlülüklere sahip olması ve hukuk düzenince korunması yönünden önem taşır. Çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde edeceği belirtilerek, cenine de koşullu olarak hak ehliyeti tanınmasına ilişkin Medeni Yasa'nın 28/2. maddesindeki yasal düzenlemenin amacı, miras hukuku ve özel hukuk bakımından açılacak davalar yönünden önem taşımaktadır. Miras hukuku yönünden sağ olarak doğmayan cenin mirasçı olamaz.
Destekten yoksun kalma tazminatının yasal dayanağı ise Borçlar Yasası'nın 45. maddesi olup aynı maddenin 2. fıkrası gereğince ölenin yardımından yoksun kalanların zararının da karşılanması gerekir. Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçiminin bir bölümü veya tümünü sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm meydana gelmeseydi az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kişi destek sayılır. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayılan (farazi) destek kavramı söz konusudur.
Dava konusu olayda; davacılardan Fatma Ataseverin trafik kazası geçirdiği sırada 13 haftalık hamile olduğu, kazaya bağlı olarak düşük yaptığı doktor raporları ile anlaşılmaktadır. 13 haftalık hamileliğin düşük ile sonuçlanması durumunda cenin, sağ olarak doğmadığı için kişilik kazanamamıştır. Kişilik kazanamadığından hak ehliyeti de bulunmayan ceninin ileride davacılara destek olacağı da düşünülemez.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek; davacıların, koşulları oluşmayan destekten yoksun kalma tazminatı istemlerinin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.