Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Biz, neyiz? Tanrı ve engelliler..? [Tartışma]

Kusura bakmayın da 3 gün sonra geberip gideceğiz yanımıza alacağımız bir kefen bir de toprak üstelik ülke yavaş yavaş batıyor yarın öbür gün Suriye'den beter olacak vaziyetteyiz bizler ise gelmiş evrim teorisi yok şu yok bu boş boş tartışıyoruz koskoca profesörler yıllardır bir sonuca varamamış bu tarz tartışmalarda hesabı.İsterseniz krem peynire tapın banane.Önemli olan herkesin dini ve ya etnik inancına saygılı olabilmektir.Sonuçta herkes inanç konusunda özgürdür ve hemen hemen çoğu dini inaçta zorlama & dayatma yoktur.Şahsım adına bu soruları kendime ya da başkasına hiç sormadım.Aklıma da gelmedi gelse de düşünüp sorgulamadım çünkü gerek duymuyorum & duymadım böyle şeylere lakin bu sorular herkesin kendi iç dünyası ve inancı ile alakalı diye düşünüyorum.Ve illa felsefelik bir şey isteyen varsa tavsiyem Mandıra Filozofunu izlesin.Modern dünya.Sistem sizi esir almış.Çalışmaya karşı , paraya karşı , telefona karşı , her şeye karşı.Mis gibi.Adam haklı zaten bütün durumu özetlemiş dahasına gerek kalmamış.Şunu da unutmadan dünyanın en iyi fizikçisi engellidir.Cihaz sayesinde iletişim kurabiliyor.Ayrıca İngiltere,İran,İsrail ve ABD ek olarak bu ülkeleri kontrolü altında tutanların için de de engelli ve ruh hastası ( Söz meclisten dışarı kimse alınmasın yarası olan gocunsun ) insanlar olduğunu unutmayın.Ve bu insanlar Haşa Allah'a meydan okuyan insanlardır.Zaten o yüzden şuanda biz bu cümleleri yazıyoruz ve bunu onların oluşturduğu ve kurduğu bilgisayar,televizyon,internet & websitesi üzerinden istemsizce yapıyoruz mecburi olarak. ( Oysa ki mandıra filozofu bunlara gerek duymadan yaşayabiliyordu.Gerçekte bu ne kadar mümkün tartışılır. ) Onlar ise ellerinde viski dünya gündemini takip etmekle meşguller.Ve tabi birde günde 2 milyar ABD dolarını piyasaya sürmekle...
 
Son düzenleme:
"Suda yaşayan balıkların bazılarında zaman zaman genetik bozukluklar olur.Bu genetik bozukluklar normalde bir işe yaramaz. Ama çevre koşullarının ciddi boyutta değiştiği yerlerde işe yarar"..YANİ BUDAN ŞU SONUCU ÇIKARABİLİRMİYİZ? BUGÜN X ŞEHRİNDE BİR ÇOCUK DÜNYA YA GELDİ BU BEBEKTE GENETİK BİRKAÇ BOZUKLUK VAR,ÖRNEĞİN SIRTINDA HENÜZ NE İŞE YARADIĞINI TAM OLARAK ÇÖZEMEDİĞİMİZ İKİ ÇIKINTI VAR..AMA BİRKAÇ MİLYON YIL BEKLEYELİM.BU BEBİŞ ZAMANLA KENDİ ALT SOYUNA BU ÖZELLİĞİ AKTARACAK.SIRTINDAKİ O İKİ ÇIKINTI İKİ KANAT OLABİLİR.AMA BİRKAÇ MİLYON YIL YADA 300 MİLYON YIL FALAN BEKLEMEMİZ GEREKEBİLİR.

"Şimdi dediğin gibi balığın milyonlarca yıl yaşaması bile gerekmez. Bu durum sadece anlık bir genetik değişikliğe ve çevresel avantaja bakar. Uygun genetik özelliklere sahip bir canlı çevrenin şartlarıyla daha iyi yaşama şansına sahipse hızla çoğalır." BU ÇOK İLGİNÇ GELDİ..BU BENİM MANTIĞIMA( BANA AİT OLAN MANTIK ) UYGUN DEĞİL :)
 
Sen benim yazdığımı hiç anlamamışsın ki...

Hala ilk söylediğin şeyin bir başka çeşitlemesini dile getiriyorsun.

Bak şimdi kolay anlaşılması açısından daha önce bahsi geçen bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanmasından bahsedelim. Sen bunu ister balıklara uyarla, ister insanlara, ister başka şeylere...

Bir tüp içinde bakterileri üretiyoruz. Bu bakterilerin hepsi aynı bakteri olmasına rağmen milyonlarca bakteri içerisinde bazı genetik farklılıklar, ya da kusurlar oluyor. Aslında bakteriler doğrudan bölünerek çoğaldığı için hepsinin birbirinin klonu, aynısı olması lazım ama mutasyon nedeniyle olmuyorlar.

Sonra bu tüpün içerisine antibiyotik koyuyoruz. Bu bakteriler antibiyotiğe hassas... yani ölüyorlar. Ama içlerinden biri veya bir kaçı sahip olduğu genetik bozukluk nedeniyle antibiyotikten etkilenmiyor. Bakterilerin %99,999'u ölüyor ama o yaşayan 3-5 tanesi antibiyotiğe dirençli olarak çoğalmaya başlıyor. Bunlara yeniden antibiyotik verdiğimizde bir bakıyoruz hiç biri ölmüyor.

Şimdi milyon yıl falan beklemedik, bu deneyi bir kaç gün içinde yaptık.

Daha karmaşık canlılarda bu süreç daha nadir ve daha uzun zaman aralıklarında olur. Çünkü bakteri örneğinde olduğu gibi milyonlarca birey içerisinde avantaj sağlayabilecek genetik farklılığa sahip bireyler olması gerekir. Bu da yetmez, bu avantajın gerekli olacağı koşullar gerekir.

Bunlar evrim teorisinde genellikle felaket senaryoları olarak dile getirilir. Yani, balıklara döndüğümüzde karada yaşıyan bir balığın ortaya çıkması için öncelikle bölgesel bir izolasyon olmalı (o bölgede yaşayan balıklar başka yerlere kaçamamalı), sonra genetik değişikliği avantajlı hale getirecek bir doğal çevre oluşmalıdır. Örneğin bir göl sık sık kuruyup balçığa dönüşüyorsa sadece bu özelliklere sahip balıklar hayatta kalıp çoğalacak, diğerleri ölecek, nesli tükenecektir. İşte doğal seçilim denilen olay budur. Seçilim olmazsa evrim de olmaz. Yani istediği kadar mutasyon vs. olsun, milyarlarca yıl geçse bile bir balık karada yaşar hale gelmez.
Bunu zorunlu kılacak veya avantajlı hale getirecek çevresel baskı olmalıdır.

Bunlar senin mantığına ters gelebilir! :) Ama ne yazık ki laboratuar deneyleriyle test edilebilen en kolay evrim delilleridir. Bir canlı türü avantajlı hale geldiği anda hızla çoğalır ve diğerlerini ortadan kaldırmaya başlar. Çünkü kaynakları avantajlı olan kullanır.

Tabi bu o kadar basit değil. Eğer bir denge durumu söz konusu olursa aynı ortamda birden fazla canlı yaşayabilir.

Ayrıca, senin bahsini ettiğin milyonlarca yıl gibi kavramlar evrimde çok küçük zaman süreleridir. Bunun matematiksel modelleri bile var. Bilim insanları bir canlının sadece genetiğini inceleyerek ve bundaki değişikliklerin ne kadar zamanda ne şekilde olmuş olabileceğini hesaplayarak kaç milyon yıl önce ortaya çıktığını hesaplayabiliyor. Ve bakıyoruz ki, hesaplanan bu tarihlerden daha eski fosil bulamıyoruz o canlıya ait. Örneğin neden 300 milyon yıllık insan fosili yok hiç? Niye bazı fosiller belli tarihten öncesine gitmiyor? Niye en eski fosiller sadece bitkilere ve tek hücreli canlılara ait?
 
********
metepe, merdoli.
adam diyorki, ben bilime inanmıyorum. size cvp yazmam, üşenirim :p bunu derkende bir sürü soru soruyor. yeter artık cvp vermeyin
 
bilim sadece sizin düşüncelerinizden ibaret değil kusura bakmayın bilim adamlarında da yaratılışçı var ... cevap yazmam üşenirim çünkü olay ciddiyetini yitirdi bu yüzden uğraşmak istemiyorum ayrıca ne oldu size ne düştü yani bu kadar üstünlük kurma çabası niye .. siz sadece bu görüşün burada hakim olmasını istediğiniz için bu baskıyı yapıyorsunuz sadece sizin görüşünüz yok bu dünyada burada da ... kendinizi bilim tanrısı gibi dayatmanız da sizi bağlar bilim böyle doğmatik ilerlemez kabullerle değil ileriye gidişle ilerler ispat gerektirir ispat ve deneyler ölçüsünde hareket eder .. siz kendi ideolojini bilim tanrısının buyruğu gibi dayatarak esasen düşünmekten öte dayatmaya çalışıyorsunuz yani kendi düşüncelerinizi dayatıp kendiniz gibi düşünmesine izin veriyorsunuz düşünmüyorsa da cahil vs ilan ediyorsunuz tek evrimi bilen siz gibi neyse ya böyle karakterde insanlarda çok var malesef ...
 
Arkadaş, bir tekerleme halinde dönüp dolaşıp aynı şeyleri söylüyorsun. Ne bir adım ilerlemişsin, ne yazılanlardan bir satır okumuşsun, ne internetten bir şey araştırıp okumuşsun.

Ya inanma bizim söylediklerimize, itibar etme... Aç gugıldan 2 satır oku, araştır. Hala ispat gerekir diyorsun. Neyin ispatı? Bilimde dogma diye bir şey olmaz!

Ayrıca cahil falan demedim ben, bilmiyorsun diyorum. E, çünkü bilmiyorsun! Bilsen bu yazdıklarını yazmazsın. Bilsen mantıklı, tutarlı şeyler yazarsın. Bilsen kanun değil, ispat edilmedi falan yazmazsın! Hangi teori ispat edilmiş diyorum kimseden tık yok! Hala ispattan, kanundan bahsediyorsunuz.

Teorem değil, teorem matematikte olur, teori bu diyorum hala nerede ispatı diyorsun.

Yahu arkadaş, her türlü itiraza, her türlü eleştiriye razıyım. Yeter ki altı dolu olsun, mantıklı olsun. Şu ana kadar sorduğum hiç bir soruya yanıt alamadım, hiç bir söylediğimin anti tezini, delilini, aksinin ispatını göremedim. Tartışmak da bir yere kadar...
 
Metepe

Sen çelişkide kaldığın sürece devam edecektir, net değil bak şimdi

"Bilimsel" teoriden bahsettiğimizde bilimin yöntemleri vardır. Benim tek söylediğim şey bu yöntem ve teknikler içerisinde kalınması! Yani binlerce kişiye sormuşlar, hepsi bu teori yanlıştır demişle bir teori yanlış da olmaz, binlerce kişi doğrudur dese de doğru olmaz. Bu sadece bir kanaat olur.

Fakat sadece teoriden ibaret olan bing beng olayının bilim adamlarınca %95 mi veya 1000/5 mi ne oranında kabul gördüğünü söyleyende sensin.

Nerede nokta konulur konusuda, bilimsel veya manevi değerlerin ispat noktasında son bulması ile,,, fakat maneviyatta bu durum yaşarken gerçekleşme ihtimali yok gibi birşey.

Kim çıkıpta bilimi inkar edebilir fakat manevi yerleşik ( doğduğun konumdaki gelenek ve dinsel öğretilere) karşı gelebilir, herzaman bir kapı vardır.

Her iki yani din ve bilim çatışmaz, heleki bu zamanda çatışmaz çatışamaz, papa tutup yeni bilimin buluşlarına karşı gelemez, islamdada ki iyi bildiğimi düşünürüm uygun bir ayet bulunur. Yada Hadisle destek sağlanır,

Sebeb ortadadır. gerçek nedir ?

Eeee buyur nedir.
 
Fakat sadece teoriden ibaret olan bing beng olayının bilim adamlarınca %95 mi veya 1000/5 mi ne oranında kabul gördüğünü söyleyende sensin.

Nerede nokta konulur konusuda, bilimsel veya manevi değerlerin ispat noktasında son bulması ile,,, fakat maneviyatta bu durum yaşarken gerçekleşme ihtimali yok gibi birşey.

Eeee buyur nedir.

Arkadaşım, açıkcası ne demek istediğini hiç anlamadım.

Öncelikle ben Büyük patlama iiçin bilim adamlarında şu kadar kabul ediliyor falan demedim. Söylediğim evrim teorisi içindi... Belki Big Bang için de karşıt görüşler vardır, hatta mutlaka vardır ama oranı nedir bilmiyorum.

Neye nerede nokta konulur kismini anlamadım. Manevi değerlerin noktası virgülü falan olmaz. Bilimde hiç olmaz. Bilim sürekli yazılan bir kitap gibidir.

Bilimin dinden destek görmesinin de bir kıymeti yoktur. Kaldı ki genellikle inançlar bilime köstek olmuştur. Galileo'nun papalık tarafından neredeyse afaroz edilmesi en bariz örnektir.
 
Çözemedim çıt kısmını?

Zaman ayırmakmı helde sizin düşüncenize

İkra hala anlamamak istediğiniz kısımdır

Vahi yoktur demektir zekaya ana akla aykırı ne vardırki?

Somut bir veri varmı?

Olayın kötüsü inançsız yaşamakmı tercih amaç ne burada olasılıkla olabilcek leri veya olmuş olabilecekleri veya olabilecek her hangi bir mevzuyu tahmin teori ne var elinizde

Teori ile yaşamak dışında

Ne demek istiyorsunuz bilim kabul edene kadar din yokmudur yani?
 
[FONT=arial]Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. (Bakara sûresi, 2/155) [/FONT]
 
Ne demek istiyorsunuz bilim kabul edene kadar din yokmudur yani?

Şurada belki 100 den fazla mesajım vardır, böyle bir anlama gelecek yazdığım tek bir cümle var mı merak ettim. :) :)

Ne alakası var? Kaldı ki bilim dini ispat edemez, aksini de ispat edemeyeceği gibi... Zaten niye böyle bir şeyle uğraşsın ki... Bilim dediğimiz şey günlük hayatımızda olan biten olaylarla, doğayla, doğa kanunlarıyla, somut olgularla ilgilenir. Metafizikle ilgilenmez. Dogmatik şeylerle ilgilenmez.

Bilimsel yöntem, gözlemlenebilir, deneylerle gösterilebilir konularla uğraşır. Siz cehennemin varlığı veya yokluğunu test edebilecek bir deney yapabilir misiniz? Yapamazsınız. Sadece buna inanırsınız veya inanmazsınız. Test edip onaylayayım diyemezsiniz.

O yüzden ikisini birbirine karıştırmamak gerek.
 
Yaa dostlar sorgulamamakmı yasak?

Herşey manev,i herşey bilim, herşey ne ya

200 milyonda bir sipermdin ne oldu ? dine inanma akla inanma marks kafası bu hayat insan = insaan hayat bumudur

Demogoji, ajitasyon demiyorum akıl diyorum ama yetmez

Varsa aklın bilime üstünlüğü buyrun ne demiştim dini bilim kabul edecekmi?
 
Valla yazdığınızı 4 kez okuduktan sonra zor anladım. Onu da kısmen anladım. :)

Yanlış bir soru soruyorsunuz. Bilim bir insan değil, sahıs değil, varlık değil. Dini kabul etmesi ne demek?

Bilim besmele çekip müslüman mı olacak?

Bilimin dini kabul etmesi, etmemesi gibi bir görevi, bir varlık nedeni yok ki!
Din dediğiniz inançtır. Somut bir şey değildir. Ölçülemez, koklanamaz, tadına bakılamaz, deney yapılamaz. Bilim dinin neresini kabul edecek?

Sorunun referans noktası yanlış!
 
Biz neyiz Tanrı Engelliler:)
Valla öncelikle şunu yazayım Dönüş Allah'a olacak Kuran da belirtilmiştir sizi ben seçtim siz halen düşünmüyecekmisiniz, Ben bir engelli olarak Allaha tam teslim oldum, özgürlüğün m ve bağımsızlığım yok gibi hissediyorum.
Ne zaman özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşacağını kavuşacağını bilecek miyim bilemiyorum, Neden çoğu insanlar gibi kendi isteklerime göre yaşıyamıyorum neden sağlıklı insanlar gibi bu ülke için oy kullanamıyorum, neden sevdiğime kavuşamıyorum, neden ben hep keremim, şirinim, aslıyım
Neden kardeşlerim çalıp oynarken Abilerim hep dövüşüyorlar savaşıyorlar
Allahım benide cennetine lâyık eyle, beni kullarına güldürme, beni engellemiş olabilirsiniz ama kardeşlerine ezdirme güldürme. Beni cennetine lâyık eyle, demezlermi Engelliler ve Tanrı İnsan, bu kimin kafasını yaşıyor, ne istediğim çok net ve acemice, senin ne istediğim verdiği sözden asla dönmiyen ve caymıyan klavye, nasılsa an namaz, ayın var aynı mal, salı verdiyse con suya,
Engelliler ve Tanrı dönüş Allaha olacaktır eğer siz bilecek oldıysanız ne istediğimi çok iyi bilen biriyim Barış, Başarı, Kardeşlik,Sevgi,Saygı,Sağlık devamında Dünya malı Ev, Araba,Fabrika,
 
Çok sorgulanması gereken bir konu, ortada bir evren var, sebebsiz yere kendikendine oluşmuş dersek herşey nedensiz olur, varlığa sebeb aranmalı,
 
Son düzenleme:
güzel konu, sana ben kendi kişisel fikrimi söyleyim. bizim olayımızın tanrı ile bir alakası oldugunu sanmıyorum. belki tanrının bizden haberi bile yoktur belki tanrının kendisi bile yoktur bu tamamen kesmekeş. biz şanssız bireyleriz. arada benimde mutsuz oldugum zamanlar oluyor. özelliklede ne yazıkki son zamanlarda bu yogunlaştı ama kimseyi suçlayamıyorum etrafımda beni düşünen mutlu olmamı isteyen çok insan var. ve ben umutluyum çünkü bilim patlaması yaşanıyor herşey değişebilir önümüzdeki yıllarda. tanrının bir deneyimiyiz diye soruyorsun bunu cevaplamak için tanrıya ulaşmak ve gücünü küdretini bulmak lazım. sanırım bu insan oğlunun ulaşabileceği birşey değil. yukarda bir yerde güclü bir yaratıcı olabilir evet ama bizim gibilerle uğraşacagını sanmıyorum. belki bizden haberi bile yoktur. belki unutmuştur veya bir çok ihtimal. fakat dünyada ve evrende bu kadar çok olay yaşanırken, özelliklede senin düşüncene göre bizimle uğraşacagını sanmıyorum. sanırım mutlu olacak sebepler aramalıyız. ben dünyadaki uydurma tanrılara inanmıyorum onunda altını çizeyim
 
Alakasızlığı bir yana da, bu tür diyaloglar basit demagojik yaklaşımlardır. İkna gücü olabilir ama felsefik olarak hiç bir kıymeti yoktur. Yeterli felsefik altyapısı olan kişiler tarafından da kolayca çürütülür.
 
erkan paylaştıgın video saçmalık başka birşey değil, donanımlı bir insan çok rahat şekilde bu arkadaşın sordugu soruları cürütebilir.
 
erkan medeni

bak güzel arkadaşım.
ateist olmak kolay birşey değildir.
herhangi bir insana yolda, bahcede, parkta mikrofon uzatarak sen ateistmisin diye soramazsın.
sorsanda cevap alamazsın.
dini bütün bir adama da rast gelirsen bi dünya dayak yersin.
ateist olmak için sorgulamak gerekir. sorgularken, kuranı okuyacaksın, incili okuyacaksın, tevradı okuyacaksın. budizmi okuyacaksın, mısır inancını okuyacaksın, sümer inancını okuyacaksın, vs. vs. ...
bu toplumda ben müslümanım diyenlerin % 90 ı eline kuran almamıştır.
okuduğu duanın ne anlattığını bilmiyordur.
sadece. babası müslüman doğdu diye müslümandır. onunda babası, onunda babası diye süre gider bu.
hiç biride kuranı anlamaz, sadece ezberlerdi.
hiç bir din kitabıda peygamberler zamanında yazılmamıştır. kuran da dahil hepsı defalarca değiştirilip tekrar yazılmıştır.

OKU ilk emirdir. sende oku .
kal sağlıcakla :)
 
MeTePe. merdoli. Ben bişeyi çok merak ediyorum abiler. Beni bi aydınlatın lütfen ya. Şimdi gezegende ki herşey atomların farklı kombinasyonlarıyla bi araya gelerek seni, farklı bi kombinasyonla beni oluşturuyo. Ve insan vucüdunda milyarlarca atom var. Ve iki atomun çarpışması sonucu hiroşima etkisi oluşturucak bi patlama oluyo. Benim mantığımın almadığı konu bu atomlar cansız , şuursuz. Hadi bi şekilde bi patlama oluşturmadan tesadüfen farklı kombinasyonlarla bi araya geldi ve bi canlı oluştu diyelim. Cansız akılsız atomların bi araya gelerek düşünebilen ve en önemlisi canı olan varlıkları oluşturmasının mantıklı bi açıklaması var mı? Sanki bu atomlara sözü geçen bi mimar bi mühendis var gibi. Bu atomları yöneten ve onları birbiribe çarpıştırmayan bi zat var gibi. Bilimsel bi açıklama yaparsanız sevinirim üstadlar.
 
Smilemisty arkadaşım,

Öncelikle atomlar havada rasgele gezerken birbirlerine çarpıp patlamazlar. :) Onları birbirine çarptırıp atom bombası gibi patlatmak için çok büyük enerjiler gerekir. Bu enerjiler de ya insanoğlu tarafından yapay olarak üretilir, ya da güneşler, yıldızlar gibi büyük enerjilerin açığa çıktığı ortamlarda olur.

Aksi halde, atomlardan oluşan elimizle, aomlardan oluşan bir yüze tokat attığımızda atom bombaları patlardı. :)

Şimdi bu kısım açıklığa kavuştuysa, oldukça karmaşık olan atom etkileşimlerini basitçe özetlemek gerekirse, atomlarda aynı mıknatısların birbirini çektiği (veya ittiği gibi) gibi pozitif ve negatif çekim güçlerine sahiptir. Örneğin su molekülünü oluşturan H2O'da 1 oksijen, 2 hidojen atomu bulunur. Oksijen iki tane eksi yüke, hidrojen bir tane + yüke sahiptir. Dolayısıyla, oksijenin kararlı halde kalabilmesi için 2 eksi bacağının 2 tane + yüklü hidojenle birbirine bağlanması gerekir ki su olarak kalabilsin.

Bütün atomların bu şekilde kendine has, bileşik oluşturma yapıları vardır. Bu yapılar büyük patlama veya Big Bang denilen süreçte kendiliğinden ortaya çıkmış görünüyor. Yani atomların bu yapısı, özellikleri daha evrenin oluştuğu aşamada belli. Diyebilirsin ki, bak ta o zamandan atomların nasıl davranacağına bir yaratıcı karar vermiş, ancak bu önerme pek çok dinde var olan "adem ve havva" veya yaratılış kavramlarını alt üst eder. :)

Şimdi atomların bu özelikleri ister evrenin oluşumu sırasında bir irade tarafından belirlenmiş olsun (ki öyle gözükmüyor, daha çok bir rasgelelik söz konusu) ister kendiliğinden olsun atomların belli koşullarda belli şekillerde bir araya gelip belli moleküller oluşturabildiği biliniyor.

Nitekim, dağı, taşı, suyu, toprağı, güneşi, ayı, ve aklımıza gelen herşeyi oluşturan tüm atomlar bu fiziksel özelliklerine bağlı kalarak karmaşık maddeleri oluşturuyorlar. Sonuç olarak cansız, akılsız atomların oluşturduğu bedenimizin de esasen cansız akılsız bir kaya parçasından fiziksel olarak farkı yok. Aradaki tek fark bizim canlı ve akıllı olmamız.

Haklı olarak diyorsun ki bu nasıl oldu? E bilim dünyası bununla ilgili de bir sürü çalışma yapmış ve yapmaya devam ediyor. Örneğin bilim adamları bakmışlar ki, bir tüpün içine biraz ondan, biraz bundan, biraz tuz, biraz şeker, biraz kömür, biraz yarasa kanadı, bir tutam gölge falan atıp ocakta karıştırdılar mı koaservat dediğimiz cansız ama hücreye çok benzeyen yapılar ortaya çıkıyor. İşi biraz daha ileri götürürsek aynı tüpün içinde hayatın temellerini oluşturan aminoasitler, organik moleküller falan oluşuyor.

Yani bunlar öyle birinin müdahalesiyle falan değil, belli koşullarda kendiliğinden oluyor. Bunu aşama aşama ilerletirsek bir canlının yapı parçalarını elde edebiliyoruz. Bu arada "canlı" sözcüğü de biraz karmaşık bir kavram. Örneğin deli dana hastalığını yapan PRIONLAR veya domuz gribi VİRÜSLERİ pek çok yönden canlı denilemeyecek yapılara sahip. Bir prion o kadar basit bir yapıya sahiptir ki, neredeyse sıradan bir protein kurdelasından ibarettir. Ne yer, ne içer, ne hareket eder... Hiç bir şey yapmaz. Sadece girdiği konakçı bedende çoğalır.

prion.png


Evrim biyolojisinin detaylı araştırmaları, bugün bildiğimiz hücreleri oluşturan yapıların da daha küçük böyle tuğlalardan oluştuğunu gösteriyor. Örneğin bir hücrenin içindeki mitokondri adı verilen organel neredeyse kendi başına bir mikroorganizma gibidir. Sanki 2 mikroorganizma birleşip iş birliği yapmış gibi.

Tabi burada şimdi tuğlalar kalınlığındaki evrim biyolojsi bilgilerini külliyen aktarmak mümkün değil ancak canlıların oluşumu ve evrilmesi kabaca böyle gözüküyor.

Düşünebilen canlı kısmına gelince... ne yazık ki canlıların %90'ından fazlası düşünme becerisine sahip değildir. Çok küçük bir azınlık, genellikle memelilerin bir kısmı düşünebilir. Peki düşünemeyen bu canlılar nasıl hayatta kalır? Çünkü hayatta kalmak için düşünmek değil, iyi çalışan otomatik geri besleme sistemlerine sahip olmak gereklidir. Düşünmek de bir çeşit otomatik geri besleme sistemidir. Örneğin açken yiyecek gördüğümüzde ağzımız sulanır, midemiz guruldar. Çünkü beyin, yiyecek geleceği beklentisiyle sindirim sistemini hazırlamaya başlar. Hiç kimse birazdan yiyeceğim ekmekteki karbonhidratları sindirmek için salyalarımı arttırayım, etlerdeki proteinleri sindirmek için mideyi harekete geçireyim, böylelikle karşımda duran döner ekmeği lüpletmeye hazırlanayım diye düşünmez. Bunlar tamamen otomatiktir.

Aynı şekilde, "düşünme" dediğimiz eylemlerin neredeyse tamamı beynin otomatik elektro kimyasal reaksiyonlarından oluşur. Örneğin böcek görünce tiksinmek bir programlı, bilinçli düşünce değil, beynin evrimsel bir tepkisidir. Çünkü böcekler sokar, zehirli olur, hastalık taşır ve böceklerden korkmak hayatta kalmak için avantaj sağlar. Böceklerden korkmayı akıl edemeyen bireyler çok fazla hayatta kalmaz, soyu kurur gider.

Ayrıca, bugün düşünme dediğimiz eyleme en yakın davranan "yapay zeka" bilgisayar sistemleri de cansız, akılsız atomlardan oluşur. İlginç tarafı, bu yapay zeka sistemlerinin de zekalarının artması yapay müdahalelerden ziyade kendiliğinden gelişen bir süreçtir. Yani yapay zekalar da geçtiğimiz 50-60 yıllık gelişme sürecinde kendiliğinden evrimleşmiştir ve evrimleşmeye devam etmektedir.

Son olarak; atomları yöneten, birbiriyle çarpıştırmayan bir zat var mıdır, yok mudur ayrı konu ama atomlar kendi kendi hareket eder ve sürekli çarpışırlar. :) Sadece bir çocuğun elinde tuttuğu bir balonun içinde bile birbirleriyle milyarlarca ve milyarlarca kez çarpışan milyarlarca atom vardır ve bir balonun şişik kalmasını sağlayan da onların bu çarpışmalarıdır. :)
 
Son düzenleme:
dinleri düşünmeden dünyaya bi bakın. insanları nasıl meşgul etmiş şu dinler. sanata, bilime, felsefeye, düşünceye nasıl engeller oluşturmuş.
 
Ya kapatın şu konuyu hergun 20 yaşında çocuklar toprağa girerken yaşadığınıza şükür etmek yerinine neyi sorguluyorsunuz ya neyiz gerçekten merak ediyorsan hala ebemizin örekeziyiz tamam mı oldu mu...
 
BLACKSAGAT

Arkadaşım kendine bu ülkenin insanıyım diyen herkes aynı üzütü ve siniri zaten yaşıyor, keşke mimkün olsada tün hainleri teröristleri bir anda yok olmasını sağlıyabilsek fakat tamam sıkıntılı dönem dahi olsa herkes işini gücünü bırakamaz,gerekli tepkiyi verir gücü yettiğince hepsi budur.
İnsan olarak bazı konulara dair sizin, düşünceniz, onun, benim diğerinin nedir kısacası tartışma fiki alış verişi olmalı sadece bu konu değil her konuda olmalı, o yüzden ilgilinizi çekmiyor ise kouya bakmayın rahat edin, yada sakince izleyin.

MeTePe

Bir sorum olacaktı bilginiz dahilindeyse cevap rica edeyim.

Açıklamalarınız bilimin bazı konulara bugün için verebildiği cevaplar, peki bu evren o büyük patlama gibi normal şartlarda sıfır nötr olması gereken yokluk nereden neden varlık haline dönüştü, diyelimki nötr bir durumda varlığın oluşmasına sebebin bir gücün yada o varlığı oluşturan bir üst aklın olması gerekmiyormu sizce
 
yokluk nereden neden varlık haline dönüştü, diyelimki nötr bir durumda varlığın oluşmasına sebebin bir gücün yada o varlığı oluşturan bir üst aklın olması gerekmiyormu sizce

Güzel soru. Ama benim ne düşündüğüm değil, bilimin neyi öngördüğünü söyleyebilirim size ancak...

Şimdi burada soruyu ikiye ayırmak lazım.
1) Evrenin oluşumunda bir üst akıl (yaratıcı) vardı ve evreni öylesine bir düzen içinde yarattı ki, geri kalan her şey bu düzen içinde kendiliğinden gelişti.
Olabilir mi? Olabilir!
Ama burada şöyle bir çelişki ortaya çıkıyor. Bugün gerek semavi dinler, gerekse diğer inanışların tümü böyle bir yaratılışı savunmuyor, öngörmüyor. Eğer bu kavram doğruysa tüm dinlerin savunusu yerle bir olur. Çünkü dini inanışların savunduğu pek çok şey gerçek dışı olur veya gerek kalmaz. Daha önce Adem ve Havva örneğinde dile getirdiğim gibi böyle bir şeye gerek kalmaz. Evren öyle bir düzen içindedir ki zaten sonuçta insana kadar uzanan bir gelişme sürecini izleyecektir.

Bu yaklaşım yaratılışı inkar etmez ama dinleri inkar etmiş olur.

2) İşin diğer boyutuna, yani evrenin hiçlikten oluşup oluşamayacağına gelince... İlginçtir ama bugün astrofizik ve kuantum fiziği bunun mümkün olduğunu söylüyor. Hatta basitçe, evrenin hiçlikten ortaya çıkabileceğini söylüyorlar. Bunun basit bir gerekçesi var. Gözlemleyebildiğimiz evrendeki negatif ve pozitif enerjilerin toplamı sıfır gibi görünüyor. Yani evreni oluşturan tüm madde, enerji, kütleçekim vs. hepsini sıkıştırıp bir araya getirirsek sıfır çıkıyor.

Peki sıfırdan oluşan bu evrenin oluşması kendi kendine başlamış olabilir mi? Modern fizik bunun da mümkün olduğunu, hatta sabun köpükleri gibi sürekli evrenler pıtıcıklanıp, ömrünü tamamlayıp kaybolmasının muhtemel olduğunu söylüyor.

Elbette bilimde hiç bir zaman kesinlik yoktur ve her tez sprgulamaya açıktır. Ancak, modern bilimin son 100 yılda izlediği ve belli bir noktaya getirdiği yol bize bu bilgileri veriyor.

Şimdi yanlış anlaşılmasın. Burada tanrı vardır, yoktur tartışmasına girmiyorum. Sadece bilim ve felsefenin olaya bakış şeklini ortaya koyuyorum. Daha önce çeşitli kereler dile getirdiğim gibi inanç dogmatik bir kavramdır. İnanırsınız veya inanmazsınız. Kimse sizi aksine zorlayamaz. Kavramsal olarak tanrının varlığı ispat edilemeyeceği gibi, yokluğu da ispat edilemez. Bu ayrı bir konudur.

Yukarıda bir arkadaşın linkini verdiği ve internette bolca bulunan "aha ispatı" mealindeki videolar bu açıdan hatalı fikir yürütmelerden başka bir şey değildir. Tarihte çok büyük düşünürler bu konuyu irdelemiştir ve hala da irdelemeye devam etmektedir. Ancak, bilimsel olarak açıklaması zaten bilinen, var olan konuların saptırılarak inançlara bağlanması pek doğru bir yaklaşım değil. Çünkü iddianın arkasında yatan gerçek bilgiler ortaya çıkınca temeli olmayan çürük bir bina gibi çöker.
 
@ Metepe. Yazdıklarınızı keyifle ve merakla okudum. Siz ateistsizin sanırım. Eminim bi çok müslümandan daha fazla kuran okumuşsunuzdur. Kuranın bilime yönelik ayetleride sizi ikna etmedi mi. Yani 1400 sene önce bilinebilicek bilgiler değil gibi. Dünyanın durmadan genişlemesi, dağların dünyanın kazıkları olması. Yani bilimde dağları kazıklar olarak kabul ediyo diye biliyorum yanlışsa düzeltin lütfen. Bide Risale~i Nur okudunuz mu? Eğer okuduysanız ne düşünüyosunuz Risale~i Nur hakkında.
 
Ben o ispat diye sunulan linke inanmassınız tıklamadım bile,

1. söyleminiz deist liğe yakın bir duruş.

Şahsen ben inançlı bir insanımdır hatta baya bir ümreye gittim geldim şükür.Tabiki herhangi bir konuya kıstas olarak söylemiyorum.

Sizin adem havva hakkndaki yazınızı okumamışım malesef, yalnız benim bu koudaki çıkarımı söylemek istiyorum baya bir nasıl inançlısın denecektir eminim .

Adem ve Havva cennettedir. alıntı vermeden yazmaya çalışayım cennet bende varılabilecek sonsuz güvenlik ve hernevi ihityaçların karşılanacağı hatta karşılınırken hiçbir sıkıntı duyulmayacağı orda bulunduğun sürce hertür güvenlik ve rahatlığın garanti olduğu son nokta.

Sorum şu ( aşırı sorgularım belki hatadır ama gereklidir) bu namert şeytan cennte nasıl girdi? hadi girdi. cenneteki insanın kandırılacağı gibi bir ortammı güvenli, cennette herşey sonsuz sınırsızken adem havva gibi bir yerlere sürülmesi gibi durumlar naıl oluşur?

Bir nevi Kuranı sorgulama gelebilir arkadaşlarımıza ama inanın bu sorulara verilebilecek cevaplara dahi sadece fikir alırım güvenmem inancımı kendim yaşarım.

Metepe bey, 2. dediğiniz v açıklamasını yaptığınız astrofizik ve kuantum hatta pararlel evren bugün benim mantığıma öyle anlamsız geliyorki, anti madde madeden çok olsaydı sıfırdı evet ama soruyu çekiştirdiğiniz için bu sonuca gelmişsiniz, sonuçta nötr ( olamayan niteliksiz) bir durumdan oluşması gereken ortamı yaratan bir şeyler olmalıdır, hiç bir mantığın belki şuan belki sonrasında halen aranan cevap bu olacaktır inkar edilemeyen o gücün ismini koymak sorun değil,


Sorun belkide sizin yazdığınız Tanrı vardır yoktur konusunun mevcut veilere bakarak dinler açısından bilimsel olarak halen cevap verilemeyen ele alınan konuların ise bilimce halen varsayımdan ibaret olmasıdır.

Yukardaki açıklamada cansız atomların bir mecrada toplanıp canlı düşünür bir evreni sorgulamaya muhtaç haline geldiği ile ilgili elimizdeki verilerin özeti açıklanmış, tesadüflüğüde bir kaç deneyde canlı oluşumunun mümküne yakın deneylendiği gibi bir açıklama yapılmış, belki soruyu soran arkadaşa cevap olmuştur ama o kadar çok soru varki diyeyim ve bitireyim.

Teşekkürler.
 
Smilemisty

Ne yazık ki Risale-i Nur okumadım, bir gün fırsat bulursam okurum. Ama Kuran başta olmak üzere tüm kitapları okudum. Semavi dinler dışında diğer inançlara dair bilimsel kaynakları da okuduğumu söyleyebilirim.

Diğer taraftan, dünyanın genişlemesi derken sanıyorum evrenin genişlemesinden bahsediyorsunuz. Dünya genişlemiyor çünkü. Hatta büzülüyor desek yeridir. Dağların kazıklar olması kısmına gelince, bugün neredeyse tereddütsüz olarak bilim bunun yanlış bir görüş olduğunu söylüyor. Dağlar, depremler gibi büyük doğa olayları sonucu sıkışan, kırılan, üstüste binen kara parçalarıdır. Ve dünyanın tarihi bize dağların tekrar tekrar oluşup, parçalandığını, battığını, çıktığını, ufalandığını, tekrar oluştuğunu söylüyor.

Şurada örnekler var: Dağ Oluşumu (Orojenez) « Global Bilgiler

Şimdi sıkça yapılan bir yanlışa işaret etmek istiyorum. Hangi bilim olursa olsun, hiç bir zaman dini referanslarla hareket etmez. Çünkü ederse bilim olmaz. Diyelim ki, Veda inancında 2 kere 2, beş ediyor. Bilim bunu referans alıp demek ki dört etmiyormuş diyemeyeceği gibi, Veda inancında 4 eder diyorsa bile bilimin görüşü doğruymuş da diyemez. Bilim demek şüphecilik ve sorgulamaya açık olmak demektir. Veda inancı ne derse desin kendi doğrusunu bulmaya çalışır.

Sizin de yaptığınız gibi sıkça yapılan bu yanlış, sanki bilim bir inanca gerek duyuyor gibi bir algı yaratıyor. Ne yazık ki bu doğru değil. Bilim için bir yaratıcının varlığı veya yokluğu soru işareti değildir. Denklemin bir parçası da değildir. Sonucu etkilemez. Çünkü bir durum tespitinden ibarettir. Tespit, bir yaratıcı olsa da, olmasa da doğru olmak zorundadır. Aksi halde bilim olmaz.

Bilimsel bir gerçeği, dini bir referansla karşılaştırmak da kanımca inanırlar için doğru değildir. Bunun en bariz örneği Galile'nin dünyanın döndüğünü söylemesinde yaşanmıştır. Vaktiyle tüm hristiyan din adamlarının karşı çıktığı bu iddianın doğruluğunu bugün ilkokula giden çocuklar bile biliyor. Yani dini kitaplarda şunu diyor, bunu doğru bilmiş falan diye yola çıkarsak tehlikeli sularda yüzmeye başlarız ve tökezleyip düşebiliriz.

Şimdi sizin bana kitaplardan göstereceğiniz her örneğe karşılık ben de size 10 yanlış örnek gösterebilirim. Peki bu bir inanırın fikrini değiştirir mi? Değiştirmez. Çünkü inanç "kabullenmeye" dayanır. Akla, mantığa, bilime değil. İkisinin kesiştiği yerler olabileceği gibi çok ayrı düşebileceği de pek çok nokta vardır.

İkisini ayrı tutmanın büyük yararı var. Hem bilim için, hem din için.
 
Üst Alt