kalkıp da inandığıma aykırı birşey söyleyemem ki inancım neyse onu söylemek zorundayım.
Ben kimseye aksini söylesin demiyorum ki!
Ama şimdi yukarıda bir arkadaş konuya Allah'ın 99 ismini yazmış. Bu konu için bir yanıt mı? Soru ne? Bir iman sorgulaması mı?
Elbette herkes kendi kafasındaki, dünyasındaki, inancındaki çerçeve içinden konuya bakıp yanıt verecektir. Konunun özü, "engelli olmak bir lütuf mu, bir ceza mıdır?" Bu soru hakkında yorum yapmak için mutlaka dini perspektiften bakmak gerekmez. Dini perspektiften verilecek yanıtların mutlaka kıymeti vardır. Ama bu kıymet sadece o dine mensup olanları bağlar. Soruyu soran kişinin bir budist olduğunu varsayarsak, inancı musevilik olan bir kişinin dini çerçevesinde verdiği yanıt soruyu sorana bir anlam ifade etmez.
Diğer taraftan, dini çerçevede verilen bazı yanıtlar o din çerçevesinde bile anlam taşımaz. Örneğin burada bazı kişiler bu yaşamın bir sınav olduğunu, bu yaşamda şükredip şikayet etmeyenler için ahiretin güzel olacağını dile getiriyor. İyi ama ahireti, burayı, sınavı vs. anlayamayacak ölçüde zihin engelli veya otistik veya psikiyatrik sorunu olan kişiler için bir yanıt vermiyor bu açıklama...
Bir otistik için genellikle din veya tanrı kavramı yoktur. Bu tür şeyleri anlayamazlar. Onlara hiç bir şey ifade etmez. Ahireti anlayamazlar. Ama diğer taraftan zeka olarak pek eksikleri de yoktur. Böyle bir kişiyi nereye koymamız gerekir?
Bunları tartışmak varken "tanrı yoktur, Allah vardır" falan diye kısır ve işe yaramayan tartışmalara girmenin kimseye faydası yok. Her insan sorgulayabilir. Sorgulayan insana kendi bildiğini empoze etmek yanıt vermek değil, ikna etmeye çalışmaktır.